.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

9 Haziran 2017 Cuma

FETÖcülerin Mahkeme Stratejisi.


FETÖ'cülerin darbe ile ilgili davalarına gittim. İzlediğim ifadelerden ve gazetelerden okuduğum ifadelerden anladığım kadarıyla FETÖ'cüler hapishanede darbenin ardından yaşadıkları şoku ve başarısızlıklarının ezikliğini atlattıkları ve yeniden organize oldukları kanaatine vardım. İfadelerden, FETÖ'cü olanların hala FETÖ'ye sadık oldukları net bir şekilde görülüyor. Sanırım tutuklulardan bazıları FETÖCÜ değil. FETÖCÜ olmayan bu kişilerin bir kısmı onlarla işbirliği yapmış ve bu sayede terfi etmiş kişiler. Hatta bunlardan bazıları Hulusi Akar'ın da kendileri gibi işbirlikçi olduğunu, FETÖ kumpasları sayesinde hızla ilerleyerek Genkur. Bşk. olduğunu, kendilerinin de onun adamı olduklarını ve onun sayesinde terfi ettiklerini açıkça söylediler. Bunlar darbede de durum netleşene kadar darbecilerle işbirliği yapmış ama başarısız olma ihtimaline karşı FETÖCÜler kadar fevri davranmamış. Ertesi sabah darbenin başarısız olduğu netleşince de taraf değiştirmeye ve FETÖcüleri teslim olmaya ikna etmeye çalışmışlar. Bazı şahıslar ise sanırım fazla mesai belasına karargahta mahsur kalmışlar. Bunlar sadık FETÖ'cülerin aksine ifade verirlerken FETÖ kelimesini kullanmaktan çekinmeyen ve FETÖcüleri ismen zikredenler. Bunları bir yana koyarak FETÖcü olup ta hala aynı kafada olanlara bakacak olursak bunların hapishanede organize oldukları ve belli bir strateji belirledikleri anlaşılıyor. Stratejilerinin temeli FETÖcü olmadıklarını ve bilerek bir darbe girişimi içinde olmadıklarını iddia etmeye dayanıyor. Çünkü hepsinin ortak tavrı bu. Bunun yanında sanki darbeyi Erdoğan ve hükümet yaptırmış ve kendileri bu tuzağa istemeden düşmüş izlenimi yaratmaya çalışıyorlar. Biz darbe yapmadık. Bu bir kontrollü darbedir ve darbeyi yaptıran da Erdoğan'dır diyorlar. Sanırım bunlara Amerika'dan; ''Kendinizi kurtarmak için örgütü ele verirseniz örgütün koruma ve desteğini kaybedersiniz, ne yaparsanız yapın bundan sonra hapisten çıkamazsınız, örgütü satarsanız o zaman sizi koruyup kollayacak kimse kalmaz, ama örgütü korursanız elbet bir gün bir yolunu bulur sizi oradan çıkarırız. Örgüt siz içerdeyken sizin ve ailenizin ihtiyaçlarını da karşılar.'' demişler. Bunlar da buna göre hareket ediyorlar. Bir başka husus ta şu. Sanırım FETÖcüler, eğer Aksakallı Paşa çıkıp televizyonda açıklama yapmasa Ankara ele geçirildi ve bu iş emir komuta zinciri içinde yapılıyor sanacak olan halk sokağa çıkmaz, bizi desteklerdi diye düşünüyorlar. Bunda haksız da değiller. O gece Aksakallı Paşa açıklama yapana kadar Ankara'dan hiçbir ses seda çıkmamış ve örneğin Manisa'da televizyonları seyredenler durumun ne olduğunu tam kavrayamamışlardı. Aksakallı Paşa'ya çok kızmalarının bir sebebi de Semih Terzi'nin vurulması emrini vermesidir. Çünkü eğer Terzi vurulmasaydı ve Özel Kuvvetlere hakim olsaydı yurt dışı ve yurt içindeki bütün birlikleri Ankara'ya getirtip tüm siyasetçileri toplatabilir, askeri birlik ve karargahlara hakim olabilir, kritik yerlere nokta operasyonları yaptırabilir, dolayısıyla darbe başarılı olabilirdi diye düşünüyorlar. Buna çok inanıyor olmalılar ki Semih'i vuran rahmetli Ömer'i de Bylock'çu diye karalamaya ve hakkında şüphe yaratmaya çalışıyorlar. Şu anda FETÖcülerin en önemli hedefi bu sebeple Aksakallı Paşa. Onu karalamak ve hakkında şüphe yaratarak gözden düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bazı gazetecilerin eski tavırlarının aksine bu değirmen su taşır tarzda yazılar yazmaya başlamaları da bu açıdan oldukça dikkat çekici. Sanırım FETÖcüler el altından başka metodlarla da çaılışyorlar ve tarafsız veya FETÖ karşıtı görünen kişilerin ağzından yapılan propagandalarla kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.
Özetlersek FETÖ'cülerin stratejisi basit olarak şudur: Darbeye karıştıklarını inkar+FETÖcü olduklarını inkar+Aksakallı Paşa ve rahmetli Ömer hakkında şaibeler yaymak+darbenin kontrollü darbe olduğunu öne sürmek+kontrol edenin de hükümet ve Erdoğan olduğunu iddia etmek+Buna kanıt olarak ta darbe yapılacağından MİT ve Genkur. Bşk.nın haberi olduğunu ama bilerek darbeyi önleyecek tedbirleri almadıklarını söylemek.
Saygılar sunarım. 6.6.2017.

Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.