İSTİHBARAT NEDİR? NE DEĞİLDİR?
İstihbarat kelimesi herkeste
kendi bilgi ve anlayış kabiliyetine göre farklı anlamlar çağrıştırmaktadır.
Günlük yaşamda karşılaştığınız herhangi bir kişiye bu kelimeyi sorsanız,
herkesin istihbarat konusundan haberdar olduğu ancak istihbarattan anladıklarının
ise birbirinden çok farklı olduğunu görürsünüz.
İstihbarat, bu konuda araştırma yapan ve hatta kitap
yazan kişiler arasında bile farklı anlaşılmakta ve tanımlanmaktadır. Tanımlar
genellikle kişilerin mesleklerine, ilgilendikleri istihbarat dalına vb. göre
değişmektedir. Dolayısıyla herkesin üzerinde uzlaştığı bir istihbarat tanımı
bulunmamaktadır. Bu sebeple, öncelikle değişik kaynakları inceleyerek bunları yazanların istihbarattan
ne anladıklarını tespit etmeye, bundan sonra da adım adım ilerleyerek bir sonuca varmaya
ve genel bir istihbarat tanımı yapmaya çalışacağız.
İstihbarat; Arapça, ‘’istihbar etme’’, ‘’haber ve bilgi alma’’
kelimesinin çoğuludur.[1]
Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğüne göre istihbarat; ‘’Yeni öğrenilen bilgiler, haberler,
duyumlar, bilgi toplama, haber alma.’’[2] olarak ifade edilmektedir. Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğüne
bakıldığında ise istihbarat için; ‘’duyum / haberler’’ [3]karşılığı
bulunmaktadır.
Bu tanımlar; kelimenin halk
arasında güncel kullanımına ve sıradan insanların bu kelimeden anladıklarına da
oldukça benzemektedir. Henüz kimsenin bilmediği bir hususu bilen bir kişi; ‘’Bir
istihbarat aldım.’’ derken ‘’bir haber aldığını’’ kastetmektedir. Bir yerde, belirli konularla ilgili olarak, olup biten çoğu şeyi bilen kişilere de; ‘’İstihbaratı
kuvvetli.’’ denmesinin sebebi, onun her türlü haberi duyduğunu veya geniş
tanıdık çevresi sayesinde her konuda haber ve bilgilere kolayca ulaştığına
inanılmasıdır. Yine, bir konuyu merak eden bir kişi; ‘’Gidip bu konuda
biraz istihbarat toplayayım.’’ derken bilgi toplamayı kast etmektedir. Yani
halk dilinde de istihbarat; ‘’haber ve bilgi alma’’ anlamına gelmektedir.
Türkçe’de kullanılan istihbarat için Arapçada; ‘’Haberleşmeler,
haberleşme dolayısıyla yapılan yazışmalar.’’ anlamına gelen ‘’Muhaberat’’
kelimesi kullanılmaktadır. Arap ülkelerinin çoğunda istihbarat teşkilatları da ‘’El
Muhaberat’’ ismiyle görev yapmaktadır. İstihbarat kelimesi için Fransızca ve İngilizce’de
kullanılan İntelligence kelimesi ise; ‘’akıl, zekâ, akıllılık, kafa, istihbarat’’[4]
anlamlarına gelmektedir. Yine istihbarat kurum ve teşkilatları da aynı kelime
kullanılarak ifade edilmektedir.
İstihbarat için bizim
kullandığımız kelime ve Arapların kullandığı kelime daha çok haber elde etme,
gizlice bir şey öğrenme, haberleşme, rapor etme vb. anlamlar çağrıştırırken Fransızca
ve İngilizce’de akıl, zekâ vb. olumlu bir anlam taşıması toplumların
kültürel farklılıklarından kaynaklanan bir durumdur. Bu kelime farklılığı değişik toplumlarda yaşayan insanların
üzerinde de sözlük anlamlarına paralel bir şekilde değişik etkiler
yaratmaktadır. Bizde ve Araplarda istihbarat/muhaberat; genelde endişe ve korku hisleri uyandıran, daha çok içe dönük kelimelerdir.
Bu sebeple de bizde ve Araplarda istihbarata dar ve kısır bir anlam yüklenmektedir. Ancak olumlu
anlam ifade eden Fransızca ve İngilizce İntelligence kelimesi, insanlar üzerinde
aynı olumsuz etkiyi yaratmadığı gibi istihbarat konusunun daha geniş bir
şekilde anlamlandırılmasına da imkan sağlamaktadır.
Özetleyecek olursak, istihbarat;
bir toplumda yaşayan kişilere göre farklı anlamlara geldiği gibi, değişik
ülkelerde; ülkeler arasındaki kültürel farklılıklara ve hatta yönetim biçimi
farklılıklarına göre de değişik anlamlara gelebilmektedir. Hal böyle olunca
herkesin kabul edebileceği bir istihbarat tanımı yapmak daha da zor
görünmektedir. Ancak yine de mevcut tanımları inceleyerek bir sonuca varmaya
çalışacağız.
Türkiye’de istihbarat konusunda
yayımlanan kitaplar incelendiğinde; bu kitapların bazılarının konuya ilgi duyan
ve daha çok uluslararası ilişkiler konusunda eğitim almış akademisyenler
tarafından yazıldığı görülmektedir. Bu yazarlar, istihbaratı genel bir teoriye
oturtmak çabası içinde olmuşlar, oldukça yararlı bilgiler vermişler fakat
uygulama sahasında hiç görev yapmadıklarından anlatımları hem çok karmaşık, hem
de biraz boşlukta kalmış gibi görünmektedir.
Diğer bir grup yazar ise asker kökenli yazarlardır. Bu yazarlar; askerlik hayatları boyunca istihbarat faaliyetleri içinde ya bir istihbaratçı veya istihbaratı kullanan kişi olarak bulunduklarından oldukça pratik bilgiler vermişlerdir. Bu yazarların kitaplarında ise; teorik bir altyapı eksikliği hemen göze çarpmakta, ayrıca istihbaratın, bir istihbarat türü olan askeri istihbarat anlayışıyla anlatıldığı görülmektedir. Oldukça yararlı bilgiler verilmelerine rağmen bunlar da bizi aradığımız istihbarat tanımına tam olarak götürememektedir.
Üçüncü bir yazar grubu vardır ki bunların ne akademik anlamda ne de pratik anlamda istihbarat konusu ile bir ilişkileri olmamıştır. Ancak, kişisel ilgileri sebebiyle istihbarat konularında araştırmalar yaparak elde ettikleri bilgileri yayımlamışlardır. Bu gruptaki yazarların bazıları oldukça faydalı bilgiler vermekle beraber, bunların büyük bir kısmının anlattıkları oldukça sınırlı ve derinliği olmayan bilgilerden ibarettir.
Diğer bir yazar grubu ise, daha çok MOSSAD ve CIA gibi yabancı istihbarat servislerinde çalışmış olan kişilerden oluşmaktadır. Piyasada en çok bulunan ve ilgi çeken kitaplar da bu tür kitaplardır. Ancak bu kitaplarda, sadece anılar ve olaylar anlatılmakta, istihbarat kavramıyla ilgili teorik bilgi ya hiç verilmemekte veya konu içerisinde ve ancak istihbarata vakıf kişilerin anlayabilecekleri şeklinde anlatılmaktadır.
Diğer bir grup yazar ise asker kökenli yazarlardır. Bu yazarlar; askerlik hayatları boyunca istihbarat faaliyetleri içinde ya bir istihbaratçı veya istihbaratı kullanan kişi olarak bulunduklarından oldukça pratik bilgiler vermişlerdir. Bu yazarların kitaplarında ise; teorik bir altyapı eksikliği hemen göze çarpmakta, ayrıca istihbaratın, bir istihbarat türü olan askeri istihbarat anlayışıyla anlatıldığı görülmektedir. Oldukça yararlı bilgiler verilmelerine rağmen bunlar da bizi aradığımız istihbarat tanımına tam olarak götürememektedir.
Üçüncü bir yazar grubu vardır ki bunların ne akademik anlamda ne de pratik anlamda istihbarat konusu ile bir ilişkileri olmamıştır. Ancak, kişisel ilgileri sebebiyle istihbarat konularında araştırmalar yaparak elde ettikleri bilgileri yayımlamışlardır. Bu gruptaki yazarların bazıları oldukça faydalı bilgiler vermekle beraber, bunların büyük bir kısmının anlattıkları oldukça sınırlı ve derinliği olmayan bilgilerden ibarettir.
Diğer bir yazar grubu ise, daha çok MOSSAD ve CIA gibi yabancı istihbarat servislerinde çalışmış olan kişilerden oluşmaktadır. Piyasada en çok bulunan ve ilgi çeken kitaplar da bu tür kitaplardır. Ancak bu kitaplarda, sadece anılar ve olaylar anlatılmakta, istihbarat kavramıyla ilgili teorik bilgi ya hiç verilmemekte veya konu içerisinde ve ancak istihbarata vakıf kişilerin anlayabilecekleri şeklinde anlatılmaktadır.
Görüldüğü gibi mevcut yayınlarda her yazar grubu
olayın belirli bir yönünden bahsetmiş, konu hakkında bütüncül eserler sunulmamıştır. Biz burada, bu yayınlardan da yararlanarak istihbaratın bütüncül ve kapsamlı bir tanımını yapmaya çalışacağız. Bu kitapların yanında, internet ortamında başta ABD
askeri istihbarat talimnameleri olmak üzere NATO ülkelerine ait (Bizim
talimnamelerimiz de bunlarla hemen hemen aynı içeriğe sahiptir.) birçok resmi
talimname ve yardımcı yayın bulunmaktadır. Bu yayınlardan da faydalanmaya çalışacağız. Öte yandan benim meslek hayatım boyunca; İstihbarat Okulu'nda ve değişik askeri
eğitim kurumlarında aldığım istihbarat eğitimlerden ve görevim esnasındaki uygulamalarıdan
zihnimde kalan bilgilerden de yararlanacağız.
Bizim ve NATO ülkelerinin
çoğunun askeri talimnamelerinde verilen tanıma göre İstihbarat: ‘’Durum
muhakemelerin yapılmasında, hareket tarzlarının, plânların ve harekâtın
geliştirilmesi ve uygulanmasında yakın veya muhtemel önemi bulunan ve yabancı
ulusların veya bölgelerin bir veya birden fazla yönü ile ilgili bütün mevcut
bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi, yorumlanması ve birleştirilmesinden
çıkan sonuçlardır. Kısaca İstihbarat = Bilgi + Analizdir.’’[5]
Görüldüğü gibi bu tanım tamamen
askeri istihbarat ile ilgili olarak yapılmıştır. Ancak askeri talimnamelerde bu
tanım istihbarat tanımı olarak verilirken ‘’askeri istihbarat’’ diye ayrı bir
tanım da yapılmaktadır. Bu tanıma göre askeri istihbarat; ‘’Düşman ve düşman olması
muhtemel taraf ile harekât bölgesine ait (hava ve arazi dâhil) haber ve
bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve yorumlanmasından elde edilen
sonuçtur.’’[6] Bu
tanımlara baktığımızda, aslında aralarında çok fazla bir fark olmadığı
görülmektedir. Bu iki tanım birleştirilerek bunlardan bazı önemli sonuçlar
çıkarılabilir.
Tanımlara göre istihbarat bir
amaca hizmet etmek için yapılmaktadır. Burada bu amaç; planların yapılması ve
uygulanmasına yardım etmek olarak belirtilmiştir. İkinci belirtilen husus;
istihbaratın sadece düşman hakkında değil hava ve arazi hakkında da yapıldığıdır.
Üçüncü husus ise istihbaratın, bir dizi işlemden sonra elde edilen sonuçlar olarak
belirtilmiş olmasıdır. Bu tanımlara göre istihbarat, bilgi veya haber değildir. Haber ve bilgiler;
toplama, değerlendirme, yorumlama ve birleştirme diye dört bölüme ayrılan bir
süreçten geçtikten sonra ortaya çıkan ürün istihbarat olmaktadır. Yani
istihbarat; bilgi ve haberlerin analize tabi tutulması sonucu kendisine
sunulacak makamın karar vermesine yardımcı olacak bir son üründür. Burada
dikkati çeken diğer bir husus ta toplanacak bilgilerin niteliğidir. İnsanlar
istihbaratı genellikle; gizli yollarla,
kendisi de gizli olan bilgilerin toplanması yani casusluk olarak anlamaktadırlar.
Ancak burada gizli veya açık olmasına bakılmadan amacımıza hizmet etmesi mümkün
her türlü bilginin toplanmasından bahsedilmektedir. Yani istihbarat bir casusluk faaliyeti içine
sıkıştırılmamakta, kapsamı genişletilmektedir.
Ümit Özdağ istihbaratı; ’’Örtülü
operasyon diye tanımlanan operatif faaliyetlerden ziyade bilginin toplanması ve
analizidir.’’[7] diye tarif etmektedir. Görüldüğü gibi burada da bilgi artı analizden
bahsedilmekte ancak istihbarat bir sonuç değil bir süreç olarak
tanımlanmaktadır. Özdağ, aynı kitabında daha sonra şöyle demektedir; ‘’İstihbarat; her türlü politik, ekonomik,
sosyal ve askeri olayı anlamayı ve geliştirmeleri öngörmeyi amaçlayan evrensel
bir sosyal bilimdir.’’ Bu ifade, belki de istihbaratın yapılmış en iyi tanımlarından
birisidir.[8] Çünkü bu ifade incelendiğinde; daha
önce yapılan tanımdan farklı olarak istihbarat bir sosyal bilim olarak
belirtilmiştir. Ayrıca burada istihbaratın mevcut durumu anlaması ve geleceğe
ait öngörülerde bulunması gerektiği de söylenmektedir. Yani istihbarat; kuru
bir ham bilgi değildir, olayları anlamayı ve gelecekte olacakları da öngörmeyi
gerektirir.
Sıddık YARMAN istihbarat için
biraz daha farklı bir tanım yapmaktadır. ‘’İstihbarat; seçilen bir hedefe dönük toplanan
düzenli bilgilerin, hedefin muhtemel davranış biçimini ortaya koyacak bir
şekilde değerlendirilmesi sonucu elde edilen işlenmiş bilgi yumağı, üründür.’’[9]
Bu tanım, diğer tanımlara göre daha özelleştirilmiş
hususlar ihtiva etmektedir. Askeri talimnamelerdeki tanımda düşman veya düşman
olması muhtemel hedeflerden bahsetmekle birlikte bu tanımda; seçilen bir hedefe dönük bilgi toplamaktan
bahsederek istihbaratın bir hedefe yönelik olarak yapılması gerektiği daha net
bir şekilde ortaya konulmuştur. Tanımda bu hedefe ait düzenli olarak bilgi
toplanmasından bahsedilerek istihbaratın sürekli ve planlı bir faaliyet olduğu
da vurgulanmıştır. Bu tanımda ayrıca; hedefin muhtemel davranış biçiminin
ortaya çıkarılmasından bahsederek istihbaratın elde edilen bilgilerin
değerlendirilmesi sonucu ortaya konacak daha rafine bir bilgiyi değil, düşman
hareket tarzlarının tahminini gerektirdiği anlatılmaya çalışılmaktadır. Fakat bu
tanımda da daha önceki bazı tanımlar gibi istihbarat bir süreç değil bir sonuç
olarak tanımlanmaktadır.
Ertuğrul GÜVEN istihbaratı; ‘’Bilgilerin toplanması, mevcut bilgilerle
karşılaştırılması, bu bilgilerin analizi, değerlendirilmesi, birleştirilmesi ve
yorumlanması sonucunda ortaya çıkan bir hasıladır.’’[10] diye
tanımlarken şimdiye kadar bahsedilenlerden farklı olarak; istihbaratın bir
bilgi havuzu, bir arşivi olması gerektiğinden ve yeni elde edilen bilgilerin bu
mevcut bilgilerle karşılaştırılması gereğinden bahsetmektedir.
Kendisi bir emniyetçi olan Ünal
Acar ise istihbaratı; ‘’Genel anlamda,
gelecekte gerçekleşebilecek olaylarla ilgili en doğru tahmini yapabilmek için
gizlilik, tarafsızlık, doğruluk ve süreklilik ilkelerine göre toplanan
bilgilerin değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalardır.’’[11]
şeklinde tanımlamaktadır. Burada ilk dikkati çeken husus bu tanımın; sürekli
bir bilinmezle, her gün değişen suç çeşitleri ve her gün ortaya çıkan yeni suç örgütleri
ile mücadele eden polisimizin de bakış açısını yansıtmasıdır. Polis, istihbaratın
hem üreticisi ve hem kullanıcısıdır. Bu sebeple önünü görmek ve geleceği tahmin
etmek isteği tanıma da yansımıştır. Burada dikkati çeken diğer bir husus;
istihbaratın ilkeler bazında tanımlanması ve bir süreç olarak algılanıyor
olmasıdır.
Askerler, akademisyenler,
araştırmacılar ve polislerin bakış açısına göre istihbarat tanımlarını
inceledikten sonra son olarak MİT’in istihbaratı nasıl tanımladığını
inceleyerek araştırmamıza son vermenin uygun olduğunu değerlendiriyorum.
Elbette yerli ve yabancı daha birçok kaynakta yapılmış değişik istihbarat
tanımları da mevcuttur. Ancak bunlara bakıldığında bazı küçük farklılıklar haricinde
bizim şimdiye kadar incelediğimiz tanımlardan çok ta farklı olmadıkları
görülmektedir.
MİT, istihbaratı; ‘’Devlet tarafından belirlenen ihtiyaçlara
karşılık olarak çeşitli kaynaklardan derlenen haber, bilgi ve dokümanların
işlenmesi sonucu elde edilen üründür.’’[12]
Olarak tanımlamaktadır. Burada ilk dikkat çeken husus MİT’in istihbaratı devlet
için yaptığını tanımda da vurgulamış olmasıdır. MİT Stratejik seviyede istihbarat
ihtiyaçlarını karşılayan ve doğrudan başbakana bağlı bir kurum olduğundan
kendisinin doğrudan devleti ilgilendiren bir kurum olduğunu düşündüğü
anlaşılmaktadır. Peki devlet derken ne kastedilmektedir? MİT; hükumet başta
olmak üzere devletin tüm ana kurumları, TSK ve Emniyete istihbarat sağladığı
gibi stratejik seviyede İKK (İstihbarata Karşı Koyma)’dan da sorumlu olan
kurumdur. MİT aynı zamanda Türkiye’de diğer istihbarat teşkilatları ile
istihbaratın koordinesinden sorumlu üst kurum durumundadır. Bu sebeple olsa
gerek, MİT bu tanımla kendisinin devletin ihtiyaçlarını temin ettiğini belirtmektedir. MİT’in
tanımında da istihbarat bir sonuç ve bir ürün olarak değerlendirilmekte, diğer
tanımlarda bahsedilen haber ve bilgiden başka işleme tabi tutulacaklar arasında
dokümanları da saymaktadır.
Şimdi tüm bu tanımlamaları
inceleyerek istihbaratın ne olduğuna adım adım ulaşmaya çalışalım.
1. Tanımlardan çoğundan da
anlaşılacağı üzere istihbarat sözlük anlamında ifade edildiği gibi haber veya
bilgi demek değildir. Bunlar istihbaratın sadece birer girdileridir.
2. Hangi kurum tarafından yapılırsa
yapılsın istihbaratın bir hedefi vardır. Bu hedef bir devlet, bir suç örgütü
veya bir terör örgütü olabilir.
3. İstihbarat sadece hedefi değil o hedefin içinde
bulunduğu; hava, arazi vb. diğer koşulları da inceler.
4. İstihbarat rastgele yapılan bir
faaliyet değildir. Bir amacı ve ulaşmak istediği bazı sonuçlar vardır.
5. İstihbarat; haber, bilgi,
belge, doküman vb. girdilerin belirli bir işleme tabi tutularak bazı
değerlendirilmiş sonuçların/ürünlerin elde edildiği bir süreç içinde
gerçekleşen bir faaliyettir.
6. İstihbarat sadece gizli
bilgilerin elde edilmesi ile ilgilenmez, açık kapalı her türlü kaynaktan elde
edilen ve amaca hizmet edecek tüm bilgilerle ilgilenir.
7. İstihbarat; örtülü
operasyonlar, psikolojik harp, bilgi harbi, propaganda gibi hususları kapsamaz.
Olsa olsa bunları yapacak birimler için gerekli bilgileri sağlar.
8. İstihbarat sistemi; sadece askeri harekâtlar,
polis operasyonları ve hükumet organları için faaliyette bulunmaz. Devletin tüm
kurumlarının ihtiyaçlarına göre hareket eder.
9. İstihbarat sürekli bir
faaliyettir. Askeri istihbarat; barış zamanında da, emniyet istihbaratı;
emniyeti ihlal eden bir durum henüz ortada yokken de, diğer istihbarat
organları da herhangi bir kritik durum ortaya çıkmamışken de, yani tüm yıl
boyunca, tam zamanlı olarak faaliyet gösterirler.
9. Bu faaliyetler esnasında sürekliliği
olan bilgiler bir arşiv veya bilgi havuzunda toplanır. Yeni bilgiler bu
bilgilerle karşılaştırılarak elde edilen sonuçlar kullanılır ve bunlardan gerekli
görülenler bu havuza ilave edilir.
10. İstihbarat geçmişle de
ilgilenir, ancak geçmişe ait bilgiler genel bir bilgi altyapısı oluşturmak için
kullanılır. İstihbaratın asıl ilgilendiği; mevcut durumu anlamak ve gelecekte
neler olabileceğine dair öngörülerde bulunmaktır.
11. İstihbaratta kaynakların çeşitliliği
önemlidir.
12. İstihbarat önceden tespit
edilen ihtiyaçlara göre yürütülür. Yani planlı bir faaliyettir.
13. İstihbarat; devletin değişik
kademelerinde görev yapan planlayıcılara, karar vericilere ve uygulayıcılara,
bu faaliyetleri daha doğru ve uygun bir şekilde yapmalarına yardımcı olacak
şekilde faaliyet gösterir.
Bu tespit ettiğimiz temel
hususlara başka bazı konular da ilave edilebilir. Ancak tespit ettiğimiz bu
hususları göz önüne alarak bütüncül bir istihbarat tanımı yapmanın mümkün
olduğunu düşündüğümüzden değerlendirmelerimize burada son veriyoruz.
Konuyu tüm yönleriyle ele alarak
değerlendirdikten sonra şöyle bir istihbarat tanımı yapmanın uygun olduğunu düşünüyorum:
İstihbarat; ‘’Devletin her kademesindeki planlayıcıların; doğru planlama
yapmaları, karar vericilerin; doğru karar vermeleri ve uygulayıcıların; uygun
hareket tarzlarını doğru bir şekilde uygulamaları için, faaliyet gösterdikleri
alanlarla ilgili olarak önceden belirlenen hedefler hakkında, her türlü
kaynaktan elde edilen haber ve bilgilerin; (toplanması, değerlendirilmesi,
yorumlanması ve birleştirilmesi suretiyle) analiz edilmesi sonucunda hedefin mevcut
durumunun ortaya konulması ve gelecekte neler yapabileceğine dair öngörülerde
bulunulması sürecidir.’’
[1] Ahmet
YÜKSEL,2’nci Mahmut Devrinde Osmanlı İstihbaratı, Kitap Yayınevi, İstanbul,
2013, s. 23.
[2] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.52dddbf01a99e6.42057183.
[3] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_esanlamlar&arama=esanlam&guid=TDK.ESA.52dddec69504e
9.76269754 (Erişim: 21.01.2014)
[5] KKT
30-5, Muharebe Sahası İstihbarat Faaliyetleri, K.K. Basımevi, Ankara, 2002, s.
3-1.
[6] TSK
İstihbarat Okulu, İstihbarat Subay Temel Ders Notları.
[7] Prof.
Dr. Ümit ÖZDAĞ, İstihbarat Teorisi, Kripto Yayınevi, 4. Baskı, Ankara,
2010, s. 27.
[8] ÖZDAĞ,
a.g.e.,s. 30.
[9] Sait
YILMAZ, Dünyayı Yöneten Güç, İstihbarat Bilimi, Kripto Yayınevi, Ankara, 2013,
s.99.
[10] Sait
YILMAZ, a.g.e., s.119.
[11] Sait
YILMAZ, a.g.e., s.155.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder